Bakım
Yetişkin Aknesiyle İnatlaşarak Geçirdiğim Yıllar Boyunca Öğrendiklerim
Yirmili yaşlarımın ortasında yüzümde tek tük çıkan sivilceler her geçen yıl daha da agresifleşerek koskoca bir akne sorununa dönüştü. Deneye yanıla ve hata yapa yapa yetişkin aknesiyle baş etmeyi öğrendim. Artık bu zorlu mücadeleyi paylaşmaya hazırım.
Yazı Seda Yılmaz
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Çoğumuz regl habercisi sivilcelere alışkınızdır. Kızmayın ama hormonların dalgalanmasıyla birlikte beliren bu sivilceleri gidermek çocuk oyuncağı. Ben size daha inatçı sivilcelerden bahsedeceğim. Yirmi beş yaş üstü kimselerde görülen, yetişkin aknesi diye adlandırılan sivilcelerden. On yılı aşkındır yüzümde türeyip duran, özgüvenimi zedeleyen ve takıntılı bir şekilde çare aradığım bu aknelerden kurtulmak için denemediğim yol kalmadı. Aslında bu mücadelede yalnız olmadığımın bilincindeyim. 2022’de Fransa’da yapılan ve sonuçları The International Journal of Dermatology’de yayımlanan bir araştırma, son on yılda dünya çapında kadınlarda yetişkin aknesi görülme oranının yüzde 10 arttığını ortaya koyuyor. Aynı araştırmaya göre tüm dünyada yetişkin aknesi sorunundan etkilenen 640 milyon insan var. Hamilelik, perimenopoz, menopoz ve menstrüel döngü gibi faktörlerden ötürü daha fazla hormonal değişim yaşadıkları için kadınlar erkeklere oranla daha çok akne sorunu yaşıyor. İşte ben de o kadınlardan biriyim.
Yüzüm ve cildim duygularımın projektörü gibidir. Sinirlenince kızarırım. Heyecanlanınca kızarırım. Sevinince kızarırım. Cildimin bu hassasiyetinin üstüne bir de aknenin eklenmesi kızarıklığın katmerlenmesi demek. Keşke bu durumu umursamadığımı söyleyebilseydim. Aksine hep içimi kemiren bir sorun oldu benim için. Çare bulmak adına bir sürü dermatoloğun kapısını aşındırdım. Bir dermatolog ancak hamile kalırsam aknelerimden kurtulabileceğimi söylediğinde yıkıldım. Neler denemedim ki? Kutu kutu antibiyotik içtim; bittiğinde yüzümün pancar gibi olduğu ve yer yer kanadığı cilt bakımı uygulamaları yaptırdım; doktorun verdiği formüllerle eczanede ilaçlar hazırlattım; dermapen ve lazer uygulamalarına başvurdum; sayısız cilt bakımı ürünü aldım; bal ve yoğurt gibi gıdalarla yüzüme maske yaptım; tonik yerine elma sirkesi kullandım. Kısacası deneme-yanılma yöntemi benden sorulur. Yaptığım en büyük hataya gelince, cildimi kurutabildiğim kadar kurutup akneleri kontrol altına alabileceğimi sandım. Fazla kuruluğun akneleri kusturabileceğini Wonderflaw’da çalışmaya başlayınca öğrendim. Cildimin neme ihtiyacı varmış da haberim yokmuş meğer.
Akneyle Baş Etmek
Bütünleyici kadın sağlığı uzmanı Dr. Aviv Romm Hormonal Zekâ kitabında, araştırmaların aknenin sağlıkla ilgili yaşam kalitesi üstündeki etkisinin sedef hastalığı, artrit ve epilepsi gibi insanı ciddi ölçüde kuvvetten düşüren rahatsızlıklar kadar şiddetli olduğunu gösterdiğini söylüyor. “Akne, okula ve işe gitmemeye, odaklanmada düşüşe, özgüven ve üretkenlik kaybına ve kimi zaman da ilişkileri kötü etkileyip kaygı ve depresyona neden olabilen özfarkındalıkta bozulmaya yol açabiliyor,” sözleri akneyle baş etmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Strese girdiğimde minicik bir sivilcenin bezelye büyüklüğünde bir akneye dönüşmesine kaç defa tanık olduğumu hatırlamıyorum. Bu büyümeler şişkinlik yarattığıyla kalsa iyi. Ama bir de üstüne sızlayarak canımı yakıyordu. Ben de akneleri kopararak bunların daha da yayılmasına sebep olurdum. Bu kötü alışkanlığım cildimde iz ve lekelerin oluşmasına yol açarak beni daha da mutsuz etti.
Nasıl Çözüm Buldum?
Bunca yıl uğraştıktan sonra son birkaç yılda hem aknelerimi hem de cildimdeki enflamasyonu gitgide azaltmayı becerdim. Kendimce bulduğum çözümler şöyle:
• Öncelikle akneleri bastıracağım diye cildimin canını çıkarmaktan vazgeçtim. Yani akneleri kurutmak uğruna tretinoin ve retinol gibi fazlasıyla güçlü içerikleri gereğinden sık kullanmayı bıraktım. Bunun yerine cildi yormadan eksfoliye eden mandelik asit ve salisilik asit gibi içerikler kullanıyorum.
• Çift fazlı temizlikle cildimi derinlemesine temizlemeye başladım. Bunu herkese tavsiye ederim.
• Cilt lekelerini hafiflettiğini ve sebumu dengelediğini öğrenince LED maske edindim. Yaklaşık bir senedir düzenli olarak sabah-akşam üçer dakika ayırdığım için bu maskenin cildime olumlu etki ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
• Akneye sebep olan bakterileri öldüren ve ciltteki yağ üretimini azaltan benzoil peroksit içeren ürünlere yöneldim.
• Augustinus Bader’in Londra’daki cilt bakımı merkezi The Skin Lab’de cilt bakımı yaptırdığımda terapistim, buz kalıbından çıkardığım buzla aknelerin üzerine dairesel hareketlerle masaj yapmamı önerdi. Böylece enflasmasyonu dindirmek için bir yöntem öğrenmiş oldum.
• Cildimi yağ içermeyen bir nemlendiriciyle beslemeyi ihmal etmiyorum.
• Gluten ve şekeri bırakmak vücudumdaki enflamasyonun azalmasını sağladı.
• Son olarak her gün mutlaka güneş koruyucu sürme alışkanlığı edindim.