Zoë Joubert / Fotoğraf: Chanel Beauty
Makyaj
Valerie Dayan'ın Favori Rujları
Dünya Ruj Günü’nü Wonderflaw kurucusunun en sevdiği rujlarla kutluyoruz.
Yazı Valerie Dayan
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Rujlara olan aşkımı gizlediğimi söyleyemem. Güzellik dünyasının küçük sihirli üyelerinin her çeşidine bayılıyorum. Sihirli diyorum, çünkü çok basit görünen ruj sürme eyleminin anında yepyeni bir görünüm yaratma, modu yükseltme ve özgüveni pekiştirme etkisi büyüleyici. Kişisel dudak bakımı ve ruj maceram, dört yaşındayken annemin makyaj çantasında gizli gizli yaptığım araştırmalarla başladı. Durumu fark eden annem, çareyi beni renksiz “çocuk rujlarıyla” oyalamakta buldu. Bu rengarenk minik rujlar dudaklarıma pek bir renk vermese de onları sürerken aldığım hazzı bugün bile hatırlıyorum. Bu noktada çocukluk yıllarımda arkadaşlarımınkine oranla dev sayılabilecek dudaklarımın alay konusu olduğunu da belirteyim — vakvak dudak ve bonfile dudak gibi takma isimlerim vardı. Yine de bana özgü bu harika kusurumla gizli küçük ruj denemeleri yapmaktan çok keyif alıyordum. 90’larda büyümüş her çocuk için bir klasik olan anaokul mezuniyet fotoğrafım çekilmeden rujumu sürüp dudaklarımı hafifçe büzerek verdiğim poz kişisel tarihimin en komik karelerinden. (Bu büyümüş de küçülmüş pozumu Instagram hesabımın ücra köşelerinde bulabilirsiniz.)
Ergenliğimde ve yirmili yaşlarımın başında, annem, saklamanın imkânsız olduğu karikatürize ağzımın daha fazla dikkat çekmemesi için kırmızı ve koyu tonlardan uzak durmamı tavsiye etti. Onu uzun süre dinledim; ruj repertuarım Trucco pembemsi nude gloss ve Juicy Tubes gibi daha nötr sayılabilecek seçkilerden oluşuyordu. Dudaklarımın nispeten sakin dönemi, güzellik editörlüğü kariyerimle birlikte son buldu. Bir çekim için bir araya geldiğim ünlü makyaj artisti Ali Rıza Özdemir dudaklarıma ilk kırmızıyı sürdü. Bu öyle sıradan bir kırmızı da değildi; ne yazık ki artık satışta olmayan Riri Woo, bana göre M.A.C Cosmetics’in bugüne kadar formül ettiği en iyi kırmızıydı. O gün rujlarla olan ilişkim sonsuza kadar değişti. Ruj almak, test etmek, sürmek, farklı rujları karıştırmak benim için inanılmaz zevkli bir deneyim unsuruna dönüştü. Bu yazıda sizleri son yıllarda favori klasiklerim haline gelen, farklı formülasyon, doku ve tonlardaki sekiz rujla tanıştırmak istiyorum. Hepsi, makyaj çantamın bana kendimi iyi hissettiren ve değişen ruh hallerime ayak uydurmayı çok iyi bilen üyeleri.
Dünya Ruj Günü’müz kutlu olsun!
Natasha Denona I Need A Nude 22P Jennifer, 969 TL Sephora'da
Dudaklarımın doğal rengi pembe olduğu için kendime uygun bir nude tonu bulmam neredeyse imkânsız. Neyse ki bütünüyle imkânsız değil. Natasha Denona’nın kremsi “hafif sıcak gül kurusu” tonu tam bana göre. Nemlendirici, hafif ve yarı mat dokusuyla dudaklarımı tam anlamıyla sarıp sarmalıyor. Çoğunlukla Natasha Denona’nın I Need A Nude Lip Crayon P5 dudak kalemiyle dudaklarımın tamamına doldurup, biraz da Fenty Gloss Bomb parlatıcı sürüyorum.
Byredo Liquid Lipstick Matte Space In Between, 1.890 TL Beymen'de
Byredo’nun en yeni makyaj ürünlerinden olan bu likit mat ruj bulut kadar hafif, kurumayan bir yapıda. Ayrıca yoğun pigmentasyona ve benzersiz renklere sahip. Tüm bu özelliklerin tek bir üründe toplanması onu çok özel kılıyor. Bu rujun gül ağacı tonuna anında vuruldum. Fakat her yerde tükendiği için bu renge ulaşmam birkaç ayımı aldı.
Charlotte Tilbury Matte Revolution Walk of No Shame, 35 $
Bu böğürtlene dönük gül rengi tonu ve M.I. Kiss’in biraz daha kiremit rengi versiyonu her daim favorilerim arasında. Charlotte Tilbury’nin mat ruju dayanıklılığı, rahatlığı ve pigmentasyonuyla kalbimi kazandı. Rujumu tazelemek zorunda kalmak istemediğim özel gecelerde, dudaklarımı klasik Pillow Talk dudak kalemiyle çerçeveledikten sonra iki ruju karıştırarak kullanıyorum.
Nars Velvet Matte Lip Pencil in Cruella, 895 TL
Bugüne kadar kaç tane Cruella bitirdiğimi sayamıyorum. Nars’ın bu zamansız kırmızısından yıllardır vazgeçemememin sebepleri çok net: Mükemmel mavi alt tonları, kalıcılığı, hafif yapısı, konforu ve doğal görünümlü mat dokusu (dudaklarda dövme etkisi bırakan mat rujlara pek bayıldığımı söyleyemem. Ben daha doğal ve dudakta daha yaşanmış görünen formülasyonları tercih ediyorum), zengin pigmentasyonu ve pratikliği. Dudak kalemi olmadan uyguladığım bu ruju sürmeden önce, dudaklarımı bir scrub veya ıslak havluyla ölü deriyi arındırarak hazırlıyorum. Çok sevdiğim doğal mat dokusunu bozmamak için de asla dudak balm’ıyla bir arada kullanmıyorum.
Fenty Beauty Gloss Bomb Universal Lip Luminizer in Fu$$y, 899 TL Sephora’da
Fenty Beauty'nin dudak parlatıcısının yapış yapış olmayan ve dudaklarımı nemlendiren yapısı, hafif ışıltılı toz pembe tonuyla birlikte ciddi övgüyü hak ediyor. Besleyici özelliği, dudak balm’ımı unuttuğum nadir anlarda hayat kurtarıcı. Fu$$y'yi kimi zaman kendi başına kimi zaman da dudak kaleminin (genellikle M.A.C Soar, Inglot 74 veya Bobbi Brown Pale) üstüne uyguluyorum. Bazen de mat rujların (genellikle M.A.C Mehr) üzerine, dudağımın tam ortasına gelecek şekilde sürüyorum. Süper parlak ışıltılı dokusu ihtiyacım olmasa da bayıldığım dolgunlaştırıcı etkiyi yaratıyor. Bana Riri Woo'dan sonra bir favori daha armağan eden Rihanna’ya teşekkürlerimi sunuyorum.
Kosas Weightless Lipstick in Undone, 28$
2018'deki Los Angeles seyahatimde edindiğim Undone neredeyse ilk sürüşte makyaj çantamda kült statüsüne erişti. Yüksek oranda nemlendirme ve pigmentasyona sahip bir formülasyonu olduğu için dudak kalemi kullanmadan, tek başına uygulamada nokta atışı bir seçenek. Pigmentasyonu o kadar iyi ki, daha doğal bir görünüm istediğimde az bir miktarı parmaklarımla hafifçe uyguluyorum. Undone’ı sıcak tonda pembemsi bir kahverengi olarak tanımlamak mümkün. Ancak, dudaklarım kendinden pembe olduğundan bu ruj benim için mükemmel ve bir o kadar da iddialı nude renk tonu haline geldi.
Chanel Rouge Allure Velvet in #58 Rouge Vie, 1.420 TL
Bu ışıltılı mat rujla ilişkimiz yeni başlasa da çok uzun soluklu olacağını biliyorum. Rouge Vie'yi ilk kez Chanel'in global makyaj zirvesi Color Anima'da denedim. İlk sürüşte aşk bu olmalıydı. Her ten rengiyle uyum sağlayabilen zamansız mavimsi kırmızı tonlarındaki ruj, hafif bir parlaklık katan mikro inci parçacıkları ve kadifemsi dokusuyla dudaklara yerleşiyor. Daha belirgin bir görünüm için dudak kalemiyle birlikte kullanılabilir. Ancak ben genelde dudak kalemi olmadan kullanmayı tercih ediyorum.
Estée Lauder Pure Color Creme Lipstick in #862 Untamable 1.065 TL
Estée Lauder'in kahverengiye çalan ruju da yeni keşiflerim arasında. Bu ruj, karikatürize olmayan bir 90’lar görünümü için yaratılmış çabasız bir cevher. Ağırlık yapmayan hafif yapısı, onu uygun tonlardaki diğer ruj ve parlatıcılarla üst üste kullanmama elverişli hale getiriyor.
M.A.C Matte Lipstick in Mehr, 569 TL
Olur da herhangi bir nedenle bu rujun üretimi durdurulursa bulabildiğim tüm Mehr'leri satın almam ve onları sonsuza kadar saklamak için küçük bir buzdolabı edinmem gerekecek. Bu mat yapılı gül kurusu tonlarındaki ruj hakikaten her an elimin altında. Her zaman kullanılabilen çok amaçlı bir ruj olduğundan farklı çantalarımda yaşayan birden fazla Mehr’im var. Bu ruju M.A.C'in Soar dudak kalemiyle ya da biraz daha dikkat çekici olmasını istediğimde Fenty Beauty'nin Fu$$y dudak parlatıcısıyla beraber uyguluyorum. Belli belirsiz pembeliği neredeyse tüm makyaj görünümlerime kusursuzca uyum sağlıyor. Mehr’in uyumluluğuna hayranım.
Rouge Hermès in Rose Magenta, 2.253 TL Beymen’de
Güzellik dünyasına nispeten yeni adım atan Hermès, kaliteye olan tutkusuyla kusursuzca örtüşen rujlar yarattı. Ruj koleksiyonundaki Rose Magenta, ruj repertuarıma eklediğim ilk cesur pembe tonu. Pudra ile kadife arası konforlu dokusunu o kadar sevdim ki, ona ithafen bir aşk mektubu bile yazdım.
Byredo Liquid Lipstick Vinyl in Flushed, 45 €
Kremsi yapıdaki bu favorimi rujla parlatıcı arasında bir yere konumlandırıyorum. Uzun yıllardır hayran olduğum makyaj artisti Lucia Pica'nın vizyonuyla yaratılan Byredo Vinyl Likit Ruj Flushed, kahverengimsi alt tonlara sahip natürel görünümlü bir pembe. Yaratmak istediğim her görünümle uyumlu, kullanımı son derece kolay ve kalıcılığı mükemmel. Ayrıca eski rujlar gibi (hatta onlardan daha iyi) kokmasına da bayılıyorum. Sanırım Pica’nın elinin değdiği her şeye zaafım var.
Önceki
