Pia Hakko Yeşil Bali’de Kendini Buluyor

Bazı destinasyonlar, insanın hayatında ve yaşam felsefesinde esaslı değişimler yaratabiliyor. Pia Hakko Yeşil’in “Oradayken hep olmak istediğim Pia’ya dönüşüyorum,” sözleriyle anlattığı Bali, bireysel gelişimindeki en önemli duraklardan. Bakım ve iyi yaşam rutinlerinde “Az, çoktur,” felsefesini benimseyen Pia, Bali’nin huzur dolu ortamında yoga pratiği ve farkındalıkları açısından zenginleşmiş. Kendisiyle rutinleri, annelik ve kendiyle kurduğu bağ üzerine sohbet ettik.

Bakım ve iyi yaşam ritüelleri senin için ne ifade ediyor?

Benim için iyi hissetmek, her şeyden önce kendinle dostluk kurabilmekle ilgili bir konu. Kendinizi sevmiyorsanız, kendinize derin bir güven duymuyorsanız başka hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Bakım ve wellness ritüellerimi mümkün olduğunca uygulanabilir tutmaya çalışıyorum. Küçük hedefler belirleyerek gerçekten ihtiyacım olan şeyleri sorguluyorum.

 

Sık sık Bali’ye seyahat ediyorsun. Burada kendin, bedenin ve zihnin için ne tür farkındalıklar geliştirdin?

Bali’deyken hep olmak istediğim Pia’ya dönüşüyorum. Bedenimle çok daha uyumlu hale geliyorum. Kendime sürekli koyduğum kuralları koymuyorum; anı yaşamaya bakıyorum ve daha özgür hissediyorum. Ayrıca aslında ne kadar az şeye ihtiyacım olduğunu fark ediyorum. Hayallerimin peşinden gitmem gerektiğini hatırlıyorum. Ömür boyu bu şekilde yaşayabilirim. Yoga pratiğim, yediğim yemekler, yürüyüşler ve Bali’nin kokusunu içime çekerken bir yabancının yüzündeki gülümsemeyle karşılaşmam… Bunları düşündüğümde bile gözlerim doluyor.

 

Bali’deyken güne nasıl başlamayı tercih ediyorsun?

Artık bir kızım olduğu için günü ona göre planlamam gerekiyor. Bu yüzden biraz daha erken kalkıp günlük planımı yapıyorum. Kahvemi yaptıktan sonra kızıma kahvaltı hazırlıyorum. O kahvaltı yaparken, ben yoga dersine gidiyorum. Kendime ayırdığım bu bir-iki saatlik zaman dilimi benim için çok değerli.

Yoganın hayatında nasıl bir yeri var?

Yoga, gerçekten ihtiyacım olduğu bir dönemde hayatıma girdi. O zamanlar bedenimle hiçbir bağlantım yokmuş gibi geliyordu bana. Bir şeylerin eksikliğini hissediyordum. Sonraları eksik olanın yoga olduğunu anladım. Sadece pratik yapmakla kalmayıp, yoganın felsefesini anlamak ve bu alanda derinleşmek için birkaç eğitim aldım. Yoga bana, duygularımın bedenimde nasıl ifade bulduğunu gösterdi. Kendimi özgür bırakmamı sağladı; paniklemeye meyilli olduğumda durmama yardımcı oldu.

Anne olmak bedeninle kurduğun ilişkiyi ne yönde etkiledi?

Yeni bir kimliği ve bedeni kabul etmek kolay değil. Bebeğim küçükken bedenimin ne kadar değiştiğini görmek istemediğim için onunla pek fotoğraf çektirmedim. Bugün bu bana çok üzücü geliyor. Öte yandan annelik, içsel olarak kendimi daha iyi anlamamı ve kendime daha çok şefkat göstermemi sağladı. Kızıma örnek olmak istiyorum. Onun bedeniyle barışık olmasını ve dış dünyanın kendisi hakkındaki görüşlerinin önemli olmadığını öğrenmesini istiyorum. Kadınlar olarak bedenlerimizin yapabildikleriyle gurur duymalıyız. Bunu uygulamanın o kadar da kolay olmadığının farkındayım tabii.

 

Anneliğin zorluklarıyla baş etmek için geliştirdiğin ve takip ettiğin iyi yaşam ritüelleri var mı?

Sabahları erken saatlerde egzersiz yapmaya çalışıyorum. Böylece günün geri kalanında daha esnek olabiliyorum. Bu yıl bana çok yardımcı olan Journal adlı bir uygulama indirdim. Her gün yaptıklarımı değerlendirerek daha minnettar hissettiğimi fark ettim. Pazar günleri kendimi çok yormamaya çalışıyorum. Bu da haftayı iyi karşılamama yarıyor.

Bali’de cildini güneşten korumak için hangi ürünleri kullanıyorsun?

Heaven on Earth’ün ürünlerini tercih ediyorum. Kızım Lily için de onun ürünlerini kullanıyorum.

 

 

Yıllar içinde cilt bakımı alışkanlıkların değişti mi? Vazgeçilmez ürünlerin hangileri?

Saçlarım için Luce Rituals’ın ürünlerini kullanıyorum. Özellikle markanın şampuanını ve saç mist’ini seviyorum. Cilt bakımında Susanne Kaufmann’ın temizleme jeli ve serumunu tercih ediyorum. Hemen hemen 20 yıldır kullandığım parfüm Musc by Reminiscence. Artık hiç bulamadığımdan ondan vazgeçmem gerekiyor.

 

Bali’deki favori wellness ve güzellik adreslerin hangileri?

COMO Shambhala’yı seviyorum. Bu wellness otelinin ürünleri de bir harika. Fivelements Retreat’in özellikle çakra masajları çok hoşuma gidiyor. The Yoga Barn, sadece yoga konusunda değil, enerji iyileştirme hizmetleriyle de favorim. Yoga için diğer favorilerim The Path Yoga Center, Morning Light ve Alchemy Yoga Ubud. Artık biraz ticarileşleşmiş olsa da ilk ses terapimi Pyramids of Chi’de deneyimlemiştim. Gerçekten çok özeldi. Spring Spa’nın 15 dakikalık masajları bile bana çok iyi geliyor. Özellikle Bali Crème maskesini seviyorum. Manikür-pedikür için Maria Curau’yu tercih ediyorum. Burası güzellik tedavileri sunan, doğal ve vegan bir spa. Fields of Yarrow’da tamamen doğal yüz bakımları yapılıyor ve tüm malzemeler Fields of Yarrow’un Bali’deki organik bahçesinden elde ediliyor. C vitamini ve papaya enzimleri içeren yüz bakımı seviliyor.

Kendini iyi hissetmek istediğinde her seferinde işe yarayan bir ritüelin var mı?

Akşamları mum yakmak, uyumadan önce zencefil çayı içmek gibi şeyler daha dengeli hissetmemi sağlıyor. Kirtan müziği dinlemek de bana iyi geliyor. Bunu yaparken durup sakince nefes alıyorum. Basit görünebilir ama gerçekten sinirlerimi yatıştırıyor.

Favori kusurun nedir?

İlgi alanlarımla veya değerlerimle örtüşmeyen ortamlarda bulunduğumda zorlanıyorum. Gerçekten bağ kurduğum konular ve insanlarla derinlemesine etkileşimde bulunmayı daha tatmin edici buluyorum. Bu yüzden bazen havadan sudan konuşmak benim için zor oluyor.