TRIED & TESTED

Lipozone Lipozomal Glutatyon

12 Mayıs 2023

Kim denedi: Valerie Dayan
Ne kadar süre denedi: 1 ay

Bakım ve iyi yaşam içerikleri arasında favorimi seçmek hiç kolay değil. Cildimde ve vücudumda olumlu etkiler gösteren tüm bileşenlerin rutinimde ayrı ve dönemsel olarak farklılık gösteren yerleri var. Fakat itiraf edeyim, antioksidanlara olan ilgim ve zaafım bir başka. Hava kirliliği, stres ve beslenmeye bağlı olarak vücudumuzda oluşan, hücrelere zarar veren serbest radikallerin olumsuz etkisini tersine çevirebilen antioksidanlar, sağlıklı bir beden ve cildin arkasındaki marifetli kahramanlar. Genellikle mevsim geçişlerinde ve özellikle de güneşin etkisini arttırdığı bahar aylarında bakım rutinime mutlaka dahil ettiğim antioksidanlardan daha fazla etki alabilmek adına bu yıl lipozomal glutatyon formunua beslenme rutinime eklemeye karar verdim.

Glutatyon, amino asitlerin (kimya meraklıları için: sistein, glutamat ve glisin) bir araya gelmesiyle oluşan ve vücudumuza zarar verebilen “oksidanları” etkisiz hale getiren çok güçlü bir antioksidan hazinesi. Hem olumsuz dış etkenler hem de yaş almak vücudumuzda glutatyon eksikliğine sebep oluyor. İçten parlayan bir cilt, yoğun tempoma ayak uyduracak bağışıklık desteği için uzun süredir glutatyonu iyi yaşam rutinime dahil etmek istesem de doğru formu bulmaya çalışmam zaman aldı. İğneyle aram pek iyi olmadığı için glutatyonu serum yoluyla almanın hiç bana göre olmadığına emindim. En azından bunun düzenli olarak yapabileceğim bir ritüel olmadığını biliyordum.

Lipozone’un Lipozomal Glutatyon’u ilk glutatyon denememde hayatıma hızlı bir giriş yaptı. Çünkü günlük düzenime kolayca uyum sağlamasıyla beraber yüksek etkiye sahip formda oluşu benim açımdan avantaj oluşturdu.

Lipozomal glutatyonun en önemli özelliği yüksek emilime sahip olması. Lipozomal teknoloji, glutatyon molekülünü özel bir yapı ile sarmalayarak midede çözündürmeden doğrudan etki bölgesine ulaştırıyor. Glutatyonu bu formda tüketmenin işe yaraması tamamen buna bağlı. Hapların midede çözünmüyor olmasının benim için bir diğer artısı ise hem aç hem de tok karna alınabilmesi. Düzenli takviye kullanmakta zorlanan biri olarak, zamanlamayı şaşırdığımdan karnım açken içtiğim takviyeler çoğu kez mide bulantısına yol açtı. Lipozone’un lipozomal glutatyonunda ise kesinlikle böyle bir durumla karşılaşmadım. Lipozomal Resveratrol ile birlikte kullandığım glutatyonu (size antoksidanları çok sevdiğimi söylemiştim değil mi?) bir ay boyunca günün farklı saatlerinde, hatırladıkça büyük bir bardak su ile içtim. Kapsülleri günün herhangi bir saatinde içebilmek beni mental olarak da rahatlattı ve lipozomal glutatyon otuz ardışık gün boyunca hiç atlamadan aldığım ilk takviye olarak tarihe geçti.

Lipozomal glutatyonun etkileri her bedende farklı sürelerde gözlemlenebiliyor. Bende bu etki yaklaşık bir haftada kendini belli etmeye başladı. Cildimde en yorgun olduğum ve aydınlatıcı etkili hiçbir makyaj ürünü kullanmadığım günlerde gördüğüm ışıltı ve parlaklık ilk dikkatimi çeken etki oldu. Bu sonucu heyecanla bekliyordum. Ayrıca beni fiziken güçlendirdiğini de fark ettim. Oldukça yoğun ve yüksek tempolu seyahat dönemimde kendimi daha önce hiç olmadığı kadar zinde hissettim. Son olarak, Lipozone’un Lipozomal Glutatyon’u sıvı şaseler halinde de satılıyor. Ancak, benim tercihim kapsül formu oldu. Gerçekten işe yarayan antioksidan etkisini en nihayetinde ve oldukça pratik bir şekilde deneyimleyebildiğim için çok mutluyum. Bu satırları yazarken yeni glutatyon siparişlerimi verdim bile.

Wonderflaw editörleri sırada ne denesin?