Güzellik Profesyonelleri

Lal Saran Assos Zeytinlerinin Doğal Gücüyle Bakım Ritüelleri Yaratıyor

Doğal bakım markası Lalive’in kurucusu Lal Saran, bireylerin kendilerine öncelik vermelerini sağlayan ritüeller yaratmalarına öncülük ediyor.

19 Şubat 2025

Tamamen doğal, katkısız ve vegan bakım markası Lalive’in serüveni Assos’un Koruoba Köyü’nde başlıyor. Markayı hayata geçiren Lal Saran bu verimli topraklardaki zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağını kullanarak üretmeye başladığı bedeni ve ruhu besleyen ürünlerle özbakım ritüellerini dönüştürmeyi hedefliyor. Saran’la markanın gelişimini, hayallerini ve iyi olma haline dair sahiplendiği değerleri konuştuk.

Psikoloji ve sanat tarihi eğitimi aldıktan sonra Lalive’i kurmaya nasıl karar verdiniz?

Empati kurabilen ve hassas insanların iş dünyasına uygun olmadıklarını düşündüğümden psikoloji ve sanat tarihi okumaya karar vermiştim. Hep insanlarla bağ kurma ve onların hayatlarına bir şeyler katabilme isteğiyle dolu oldum. Bunun için okurken vaktimin çoğunu galerilerde çocuklarla ve aileleriyle geçiriyordum.

Üniversiteyi bitirdikten sonra Assos’daki zeytinliklerimizin hasadının verimli olduğunu fark edince bunları köyümüzün zeytin sıkım tesisine götürdüm. Tahmin ettiğimden daha kaliteli olan zeytinyağını şişelememle birlikte bir anda kendimi iş hayatında buldum. Lalive’in zeytinyağı üretimiyle başlayan serüveni, %100 doğal bir bakım markasına evrilmesiyle neticelendi. Amacımız, insanların kendilerine öncelik vermelerini sağlayan ritüeller yaratarak özbakım, özsevgi ve özşefkat gibi değerlerle buluşmaları.

Lalive’i üç kelimeyle tanımlamanızı istesem.

Doğal, zarif ve cool.

Assos’un Koruoba Köyü’nde kendi bahçenizde yetiştirdiklerinizi Lalive ürünlerinin içeriklerinde kullanıyorsunuz. Bu köy ve köyün doğal zenginlikleri markanızı geliştirirken yol gösterici oldu mu?

Assos’ta gördüğüm sade ve dingin güzelliği Lalive aracılığıyla yansıtmaya özen gösteriyorum. Her ürünümüzde ve paylaşımımızda bu sakin ve etkileyici enerjiyi aktarmak çok önemli.

 


Lalive ürünlerini yaratırken en çok neye önem veriyorsunuz?

Bir markanın ya da ürünün pazarlaması ne kadar iyi olursa olsun, sunulan ürün gerçekten iyi değilse başarının da uzun ömürlü olması beklenemez. Yani, pazarlama ve benzeri stratejiler bir yere kadar önemli. Biz Lalive’den ürün alan birinin markayı beğenmesinden öte, aldığı ürünün bedenine verdiği duyguyla, sağlığına sunduğu şifayla veya yarattığı rahatlama hissiyle fark yaratabilmesini istiyoruz.

Güzellik ve özbakım sizin için ne ifade ediyor?

Benim için özbakım bilinçli olarak kendime, bedenime ve ruhuma ayırdığım zamanı ifade ediyor. Güzellikse kendimle bu güçlü bağı kurduğumda dışarıya yansıyan sıcak enerjiyi.

Size iyi gelen bir özbakım rutininiz var mı?

Her sabah duş almadan evvel vücudumu vegan tampiko otu fırçamızla fırçalarım. Duştan sonra cildimi nemlendirip lenf masaj aletini yukarı doğru hareket ettirerek yaptığım beş dakikalık masaj, güne başlamadan önce kendime ayırdığım değerli bir rutin haline geldi.

Lalive’le ilk kez tanışacak olan birine hangi ürünü önerirsiniz?

Bence alüminyum, etil alkol, paraben gibi kimyasallar içeren deodorantlar kullanmak sağlığa en zararlı şeylerden biri. Lalive Doğal Roll-On vücudun toksin atması için en temel yollardan biri olan terlemeyi önlemeden, esansiyel yağların ferah kokusuyla kötü kokuları engelliyor.

Şu sıralar cilt bakımı rutininizde hangi ürünlere yer veriyorsunuz?

Etkisini iki güne kadar koruyan E vitaminli vücut yağımızı kullanıyorum. Özellikle soğuk havalarda kurtarıcı.

İyi olma halinizi korumak için tercih ettiğiniz bir ritüel var mı?

İyi hissetmediğimde anda olmak yerine, kafamın ve düşüncelerimin içinde yaşıyorum. Böyle zamanlarda kendimi topraklamak için bedenime odaklanmanın iyi bir yöntem olduğunu keşfettim. Sıcak bir duş alıp ardından tarçın kokulu mum yakıyorum; doğal bir yağla vücudumu yavaşça nemlendirip kendime şefkat gösteriyorum. Kendime ve iyi olma haline dönebilmek için en güvendiğim ritüel bu.

 

 

Lalive’in geleceğiyle ilgili ne tür hayaller kuruyorsunuz?

Lalive’in ürünleri ve sunduğu ritüellerle bireylerin kendilerine zaman ayırdıkları anların giderek çoğalmasını; bu düşünce şeklini benimseyenlerin Self-Care Club çatısı altında toplanmalarını hayal ediyorum. Böylelikle kendilerini ve çevrelerini destekleyen bir topluluğun oluşmasına katkıda bulunabileceğime inanıyorum.

Sosyal medyada takip etmeyi en çok sevdiğiniz kişiler ve platformlar hangileri?

Instagram’da Wonderflaw, Ezgi Apa ve Shayna Terese Taylor’ı takip etmeyi seviyorum.

Güzellik dünyasında olmasaydanız ne iş yapardınız?

Muhtemelen klinik psikolog olurdum.

En sevdiğiniz kusurunuz nedir?

Sol yanağımın üstünde, gözümün tam altındaki örümcek ağını andıran yüzeye yakın kırmızı damarlar. Çoğunlukla bunları kapatsam da tamamen kurtulabilmem mümkün olmuyor. Sanırım artık kurtulmaya çalışmaktan da vazgeçtim.