Bakım
Evet, Kadınlar ve Erkekler Aynı Cilt Bakımı Ürünlerini Kullanabilirler
Güzellik dünyasında cinsiyetin neden önemi olmadığını bir dermatologdan dinliyoruz.
Yazı Başak Ulubilgen
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Karşı cins için üretilmiş bir cilt ya da vücut bakım ürünü kullandığınız oldu mu hiç? Kendimden örnek verecek olursam, ben son yedi yıldır erkek parfümü kullanıyorum. Bana sorarsanız, bir ürünün cinsiyet odaklı paketlemesi, kokusu veya adı o ürüne duyduğumuz merakın ve ilginin önüne geçmemeli. Bu cilt ve vücut bakımı için de geçerli. Çoğunlukla topraksı ve odunsu kokan erkeklere yönelik ürünler koyu renkli paketlerde satılırken, kadınları hedefleyenler ise çiçeksi kokular ve renkli tarzlardan uzaklaşarak daha cinsiyetsiz formüller ve tasarımlara geçiş yapıyor. Mesela L’Oréal Paris gibi büyük markalar artık tüm cinsiyetlere hitap edebilmek için kokusuz cilt bakım ürünlerine yöneliyor. Human Race, Fenty Skin ve Youth to the People benzeri daha genç markalar da herkesin kullanımına uygun ürünlerin tasarımı ve formülasyonuna önem vermeye başladı.
Güzellik ürünlerinin çoğu uzun yıllardır pazarlama taktikleri gereği cinsiyetlere göre kategorize edilirdi. Bu da zihnimizde bazı sınırların çizilmesine yol açardı. Netice itibariyle yaptığımız, farklı şişelerde aynı ürünleri satın almaktan başka bir şey değildi. Bizden daha fazla erkek odaklı içerik ve ürün tavsiyesi vermemizi isteyenler oluyor. Oysa birkaç istisna dışında, genelde tüm cinsiyetleri göz önünde bulunduran yazılar kaleme alıyoruz. Cilt bakımı, saç bakımı ve wellness içeriklerimizin hepsi cinsiyetsiz. Bahsettiğimiz istisnalardan bazıları sakal yağı ve traş sonrası bakım ürünleri. Fakat bunlar bile artık cinsiyetsiz ürünler kategorisinde yer almaya başladı.
Günümüzde cinsiyetten ziyade, sürdürülebilirlik ve temiz içerik gibi takdire şayan özellikler önem kazanıyor. Kimi cilt bakım ürünleri koku konusunda gelenekçi olsa da, yeni formüller kokudan tamamen uzak durmaya veya doğal kaynaklı esansiyel yağlar kullanmaya meyilli. Bu, sadece hassas ve reaktif cilt tipine sahip olanlar açısından değil, herkes için kayda değer bir gelişme aslında. Çünkü güzellik dünyasında kokuların artık cinsiyet göstergesi olmayacağı anlamına geliyor. Söz konusu yüzünüz ve vücudunuz için ürün seçmek olduğunda dikkat etmeniz gereken şey cilt tipiniz ve cildinizin güncel ihtiyaçları olmalı. Biz de halihazırda yanıtını bildiğimiz bir soruyu dermatolog Nagihan Sahillioğlu’na soralım dedik: Kadınlar ve erkekler aynı cilt bakımı ürünlerini kullanabilir mi?
Esasen evet. Fakat her şeyden önce kadın ve erkek cildi arasındaki farklılıkları belirtmekte fayda var. Doktor Sahillioğlu’na göre kişinin cildini etkileyen anatomik ve hormonal değişimleri belirlemek büyük önem taşıyor. “Ciltteki bazı değişimler ve sorunlar testosteron kaynaklı olabilir. Testosteron ciltteki yağ salgısını artıran bir hormon. Gene erkeklerin cildinin kadınlarınkinden daha yağlı olduğunu görüyoruz ki, bu da daha büyük gözenekler veya akne gibi değişimlere yol açabiliyor.” Benzer hormonal değişimler kadınların ovülasyon döneminde de görülüyor.
Araştırmalar anatomik açıdan erkeklerin cildinin kadınlarınkinden daha kalın olduğunu ve daha çok kolajen içerdiğini gösteriyor. İşte bu yüzden erkekler, kadınlara oranla biraz daha yavaş yaşlanıyor. Ayrıca traş olmak da uzun vadede cilt hücrelerinin düzenli olarak yenilenmesini sağlıyor. TikTok’ta cilt bakımı rutinlerinin bir parçası olarak yüzünü traş eden kadınların her geçen gün artmasının sebebi bu olmasın. Erkeklerin cildindeki kıl miktarı kadınlara kıyasla daha fazla. Bu alanda yapılan araştırmalar güneşten korunma etkisi yarattığı için kılların yaşlanma sürecini de yavaşlattığını ortaya koyuyor. Anlayacağınız, kadınlara yönelik “yaşlanma karşıtı” ürünleri daha fazla görmemizin sebeplerinden biri de bu.
Erkeklerin ve kadınların ciltlerinin pH seviyeleri de birbirinden farklı. Fakat Doktor Sahillioğlu’na göre bu biyolojik farklılıklar güzellik alanındaki cinsiyet kalıpları için geçerli sebepler değil. Ürünlerin hedeflediği cinsiyete bakmaksızın, cilt tipimize uygun ürünler seçmemiz gerektiğini ekliyor. Cildimiz bazen kuru, bazen yağlı olabiliyor. Bu yalnızca hormonal değişimlerle ilgili değil; genler, çevresel faktörler ve yaş da etkili. Tüm bu etkenler bir araya gelerek cilt tipimizi şekillendiriyor.
Kısacası, Doktor Sahillioğlu sadece cinsiyetimizi göz önünde bulundurarak ürün seçmenin bütüncül anlamda pek de faydalı olmadığını düşünüyor. Bunun yerine ürünün içeriğine, markanın değerlerine ve en önemlisi de ürünün cildimize uygun olup olmadığına öncelik vermeliyiz. Hiyalüronik asit, laboratuvarda üretilen ya da bitki kaynaklı herhangi bir malzeme tek bir cinsiyete yönelik değil. Peki ürünler neden öyle olsun ki?