Daha Sürdürülebilir Bir Hayat İçin 5 İpucu

Yvon Chouinard’ın Patagonia’yı devrettiğini ve gelecekteki tüm karlarını iklim değişikliğiyle mücadeleye adadığını duymayan kalmamıştır. Tırmanma tutkusunu dünyanın en başarılı spor giyim markalarından birine dönüştüren Chouinard, sık sık “doğa sevgisi kazancından ağır basan, isteksiz bir iş adamı” olarak anılıyordu. 83 yaşındaki çevre dostu milyarder, uzun süredir aktivist duruşu ve çalışanlarına sağladığı olanaklarla sektöre ilham olmuş, dalgaların sörf yapmaya elverişli olduğu günlerde çalışanlarına izin vermesiyle ün salmıştı. Tek hissedarının Dünya olduğunu vurgulayan Chouinard, gezegenimizi nasıl seveceğimiz ve kurtaracağımız konusunda örnek bir yaşam sürüyor. Biz de onun ilham veren ilkeleri ve düşüncelerinden birkaçını bir araya topladık.

Mars’ı Salla, Doğaya Uyum Sağla

Teknolojiyle daha az, doğada daha çok vakit geçirmenin gerek zihinsel gerek fiziksel sağlığımızda olumlu bir etkisi olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Yaratılışımız tüm gün dört duvar arasında oturup ekrana bakmaya uygun değil. Tabiatla bağ kurmak için atılan adımlar, zihin ve bedenimizi yeniden kalibre etmemize yardımcı olabilir.

İçinde yaşadığımız gezegenle daha sağlam ve anlamlı bir bağ kurmanın yolu, ona daha nazik ve düşünceli de davranmaktan geçiyor. Şaka olarak da olsa, üzerinde “F*ck Mars” yazan tişörtler yaptırma tutkusundan bahseden Chouinard, bu fikrin altında yatan düşüncesini şöyle anlatıyor: “Sevdiğiniz şeyleri korursunuz. Doğayı severseniz, onu da korumak istersiniz.” Hepimiz teknolojik yenilikler ve hayatımıza getirdiği çözümleri çok seviyoruz, evet. Ama gerçek önceliklerimizi de unutmamak gerek.

Sadeleşmeye Davet

Patagonia’nın başarısına yön veren güçlerden biri de Chouinard’ın Zen felsefesi ve sadeleşmenin faydalı gücüne duyduğu inanç. Düz siyah tişörtlü CEO’lardan, kadim öğretilere, “az, çoktur” tüketim çağında göz ardı etmesi kolay fakat etkili bir ilke. Uzun süre kullanacağınız, yüksek kalitede ürünleri daha az sayıda satın almak bu prensibi hayata geçirmenin en kolay ve gündelik yolu.

Chouinard, “Aşırılık değil yeterliliği temel alan, daha basit bir hayata dönmek geriye atılmış bir adım değildir,” diyor ve ekliyor: “Aksine, daha sade bir yaşayışa yönelmek, bizi daha onurlu, üzerinde yaşadığımız toprakla bağlantılı kılar. İnsan temasının değerini de çok daha iyi anlarız.”

Bilinçli Tüketim Mümkün

Emory University ve California State Polytechnic University’nin ortak çalışmasına göre, “Bilinçli tüketim, tüketimin sonuçları hakkındaki düşünce ve davranıştaki bilince dayanıyor.” Kısacası bu çıkarım, düşüncesiz tüketiciliğe etik bir panzehir sunuyor. Chouinard, yalnızca istediklerimizden ziyade, mümkün olduğu kadar ihtiyaç duyduklarımızı almaya gayret etmeyi ve yalnızca birer tüketici olmayı değil, düşünceli birrer dünya vatandaşı olmayı seçmenin önemini savunuyor.

Sağlık Harekette

Aktif hayat tarzı ile tanınan Chouinard, hareketin ilerleyen yaşlarda sağlıklı olmanın zihin ve beden sağlığı için vazgeçilmez bir güç olduğunu söylüyor. Bugüne kadar aldığı en iyi tavsiye ise “İster sebze doğra, ister tenis oyna ama her gün hareket et.”

Chouinard’ın favorisi olan tırmanış, doğa yürüyüşü, sörf, kayak ve kano gibi outdoor egzersizleri hem zihin, hem de beden için paha biçilemez olumlu etkilere sahip.

Eyleme Geçmenin Sırrı Yok

Her hareketini farkındalıkla yapan Chouinard’ın kendisini bir pesimist olarak tanımlaması, tuhaf bir şekilde içimize su serpiyor. Buna rağmen eyleme geçmeyi ve tüm gayretini inandığı amaçlar uğruna harcamayı seçmesi ise muazzam bir ilham. Bir tırmanış sırasında ölümle burun buruna geldiği bir anısını ve o deneyimden sonra nasıl korkmadan tırmanışa döndüğünü şöyle özetliyor: “Bir sırrı yok. (Korkunuzun) Üzerine gitmelisiniz.”

Wondertip: Chouinard’ın doğa dostu girişimci felsefesine ilgi duyuyorsanız, örnek alınası kariyerini anlattığı kitabı Let My People Go Surfing: The Education of a Reluctant Businessman‘i okuyabilirsiniz.