Local Wonders
Berber Ali Çelik
Bankalar Caddesi’ne yakın dar bir sokakta, önünde herhangi bir tabelası olmayan küçücük bir dükkanda Türkiye'nin mahalle berberi kültürü için çok değerli, kocaman bir dünya saklı. 35 senedir berberlik yapan Ali Çelik, müdavimleri ile kurduğu gerçek dostluk ilişkileri, samimiyeti, titizliği, hoşsohbeti ve işindeki uzmanlığı ile eşi benzeri zor bulunacak bir isim. Çelik, Adnan Kasapoğlu ve Süreyya Arioba’nın önerisi.
Yazı Valerie Dayan
Fotoğraf Murat Kahya
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Kısaca kendini tanıtır mısın?
1971’te İstanbul Beykoz’da doğdum. Üsküdar Ticaret Lisesi’nden ayrıldıktan sonra, 1986’da Karaköy Temel Berber Salonu’nda işe başladım. O senelerden beri müşterilerime Karaköy’de hizmet veriyorum. Genelde müşteri portföyüm Perşembe Pazarı ve Karaköy esnafı, elektrikçiler, bankacılar, iş adamları ve ithalatçılardan oluşurdu. Şimdilerde mahallenin dokusu değişiyor; yeme-içme ağırlıklı eğlence ve turistik yerleri çok arttı. Buna rağmen müşterilerimiz sağolsun bizleri bırakmayarak, dostluklarını aynı samimiyetle devam ettirerek, uzak yerlerden de olsa geliyorlar. Mesleğimizi icra etmemize yardımcı oluyorlar.
Burası kapıdan her içeri girenin servis alabileceği bir berber değil. Neden böyle bir düzen tercih ettin?
30-40 senelik müşterilerimizin ahengini ve içerideki o sıcak havayı korumak için.
Müşterilerinle aranda olan ahengi biraz anlatır mısın?
Bizim müşteri/berber ilişkisi değil, aile/akraba ilişkimiz var. Örneğin, şu anda seninle konuşurken bir yandan koltukta tıraş ettiğim kardeşimizin damat tıraşını da ben yaptım. Bizde öyle eskiye dayanan bir dostluk var. İnsanlar buraya özledikleri arkadaşıyla sohbet ederken saç sakal tıraşı ihtiyacını gidermeye, güncel olayları konuşmaya geliyorlar. Çocuklarımız ne yapıyor vs. hep burada konuşuruz.
Buraya gelecek yeni bir müşteri için kriterlerin var mı?
Öncelikle kapıdan içeriye girdiği zaman, “Arkadaşlar, iyi günler” diyebilme nezaketini gösterebilmesi lazım. Ve kişinin mutlaka bir arkadaşının referansı ile girmesi lazım. “Ali abi bir arkadaşım vardı sizden bahsettim, size gelip tıraş olmak istiyor,” tavsiyesi önemli. Fakat elbette, bir beyefendi gelip, kibarca hal hatır sorup, saç tıraşına ihtiyacı olduğunu söylediğinde elbette alıyorum. O kadar da kaba değiliz! Şu sıralar dışarıdan aldığımız müşterilerimiz genellikle yukarıdaki otelde kalan misafirler; resepsiyondaki çocuklar durumu tıraş ihtiyacı olanlara anlatıyor. Tabii ki olanları da seve seve alıyorum.
Kapıdan gelip de almadığın biri yüzünden yaşadığın komik bir olay oldu mu?
Bir sabah, bir potansiyel müşteri kapıyı açıp “Bana sakal tıraşı yap” dedi. “Kusura bakmayın işimiz var” dedim, adam da sinirlenip çıktı. Eğer kapıdan güler yüzle girip, “Arkadaşlar günaydın, kolay gelsin, sakal tıraşı olabilir miyim?” dese, “Tabii ki, buyrun” derdim. Adam gittikten 15 dakika sonra çalıştığı şirketin, benim de önceden tanıdığım bölge müdürü aradı ve “Patronu gönderdim, tıraş etmemişsin!” dedi. Halbuki ne patronu, kaba saba bir adam gelmişti! Mecburen adamı toplantısı öncesi tıraş etmek üzere ofisine gittim. Bu arada, evet, dışarıya da hizmet veriyorum. Adam da beklendiği üzere, “Hani işin vardı, ne oldu şimdi” minvalinde cümlesini esirgemedi.
Berberliği neden seçtin?
Ben biraz da mecbur kaldım. Liseden ayrılınca Dedeman Oteli’nde berber salonunda kasiyer olarak çalışmaya başlamıştım. Bir gün baktım, berberliğin kazancı güzel, kasiyerlikle nereye kadar gidebilirdim ki? Böylece makası elimde buldum. O gün bugündür, iş insanı, profesör, doktor, birçok yüksek mevkiden müşterilerim var. Esnaf da var; mesela Murat kardeşimiz ile 25 senedir arkadaşız. Tanıştığımızda ikimizde de beyaz yoktu! Ayrıca ben Rahmi Koç’u tıraş etmesi ile tanınan Stelyo Bey’in ekolündenim; mesleğe ondan öğrendiklerimle devam ettiğimi de belirteyim.
Dükkanda hangi servisleri veriyorsunuz?
Menüde yok yok. Müşterimiz sabah aç gelirse, çift kaşarlı tost yiyebilir. Sakal tıraşı ihtiyacı varsa sakal tıraşı olur, manikür, pedikür ihtiyacı var ise o da mümkün. Özellikle baş parmaklarda tırnak batığını çözme konusunda çok iyiyiz; genelde dar ayakkabı ve krampon giyenlerde bu problem çok yaygın. Saç renginde de iyiyiz; boyadığımız saçı hiç kimse anlayamaz. İsviçre’den getirttiğim bir boya kullanıyoruz. Akşam genelde 7’ye kadar buradayız ama randevulu çalıştığımız için saatlerimiz esnek. İsviçre’den de, Kartal’dan da, Gebze’den de gelen müşterimiz var. Pazar hariç haftanın 6 günü buradayım. Kimi zaman 35 senedir hizmet verdiğim büyüklerim Pazar günü dükkana gelir; tabii ki istisnalar oluyor.
Gelecekte sizin kurduğunuz gibi berber – müşteri dostluğu, mahalle berberi ruhunun devam edeceğini düşünüyor musun?
Bence bu kültürün yaşatılması lazım, bu tarz dükkan ve mesleklerin korunması lazım. Mahalle kültürünün bel kemiği berberler. Civardakiler her türlü konuda bana akıl danışır.
Küçük esnafın rahat edebilmesi için nelerin değişmesi gerekiyor?
Vergi yükünün hafifletilmesi, belediyelerin de daha çok yardımcı olması lazım.
Hayallerinde olmak istediğin yerde misin?
Mesleğimi çok seviyorum; seçim şansım olsa yine, burada berber olmak isterdim.