Wonderflaw Editörleri Randevuya Nasıl Hazırlanıyor?

Valerie Dayan, Kurucu ve Genel Yayın Yönetmeni

Doğrusunu isterseniz genellikle randevuya hazırlanmayı, randevuya çıkmaktan daha çok seviyorum. Asıl buluşmadan önce kendimle randevulaşmak gibi geliyor bu. Bana harika hissettiren her şeyi içeren özenli bir özbakım seansı hazırlıyorum. Bu seansta neler mi var? Durulanmayan maskeler, kâğıt maskeler, el bakımı, vücut peeling’i, kıyafet denemeleri, kendime bir, bilemedin iki içecek hazırlamak ve makyaj yaparken favori çalma listemi açmak… Kısacası eğleniyorum. Üstüne bir de randevunun heyecanı eklenince değmeyin keyfime.

Ürünlerle ilgili ipuçlarım şöyle: Far sürerken göz altlarıma maske uyguluyorum. Bu sayede hem dökülen farlar göz altlarıma yapışmıyor hem de o bölge nemlenmiş oluyor. Her zamanki makyaj rutinimi biraz daha detaylandırıyorum. Mesela eyeliner’ı biraz belirginleştirmek gibi ufak bir dokunuş yetiyor. Katiyen koyu renk ruj sürmüyorum. Ne olacağı belli olmaz. Saçlarımın doğal yağlarının elektriklenmeyi önlemesi için saçımı sabahtan yıkıyorum. Yol boyunca saçıma hafif bir at kuyruğu yapıyorum ve buluşmaya varmak üzereyken açıyorum saçlarımı. Parfüm konusunda da fazla iddialı olmamaya dikkat ediyorum. Sol bileğime (ovalamadan) ve boynuma tek bir fıs sıkıyorum. Böylece koku fazla baskın olmuyor.

Ebru Kabacık, Güzellik Editörü

Randevudan bir gece önce uzun bir duşun ardından cildime en sevdiğim kâğıt maskeyi uyguluyorum. Tırnaklarıma mutlaka kırmızı veya bordo oje sürüyorum. Makyajda risk almayı sevmiyorum; genellikle aydınlık bir cilt ve buğulu bir göz makyajı benim için yeterli oluyor. Son olarak yıllardır her randevuya çıkmadan önce yaptığım gibi Charlotte Tilbury’nin Matte Revolution serisinden Pillow Talk Medium rujumu sürüyorum. Bu da benim totemim. Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun <3

Ece Dolunay, Sosyal Medya Editörü

Randevuya hazırlanırken her zaman kendimi iyi ve rahat hissetmek için yaptığım şeyleri tekrarlıyorum. Randevudan bir gün önce duş alıp saçımı düzleştiririm. Ardından manikür yapıp yeni bir oje sürerim. Makyajda risk almaya uygun bir gün değil kesinlikle. Bu nedenle yapmaya alışkın olduğum günlük makyajımı daha kalıcı ve özenli hale getiriyorum. Rujumun kalıcılığı çok önemli. The Body Shop’un kendime çok yakıştırdığım ve kalıcılığından emin olduğum Bloom Lip Tint’ini sürdükten sonra Emily 217 dudak kalemiyle dudaklarımı çerçevelerim. Bunlar ıssız bir adaya düşsem yanımda olmasını isteyeceğim ürünler. Tüm adımları eksiksiz tamamlamanın özgüvenimi artıracağına eminim. Üzerine randevu boyunca yüzüme yerleştireceğim gülümseme de eklenince karşı tarafın benden etkilenmemesi mümkün olmayacak 🙂

Pınar Sarıer, Art Direktör

Randevuya hazırlanırken gözaltı maske pad’i ve canlandıcı göz damlası uygularım. Yüz masajı yaptıktan sonra makyajımı mümkün olduğunca doğal tutuyorum. Koyu renk rujdan kaçınıyorum. Mutlaka yoga yapıyorum. Randevunun nasıl gitmesini istediğime uygun bir niyetle meditasyon yaparak asıl hazırlığı ruhuma yapmayı tercih ediyorum.

Seda Yılmaz, Yazı İşleri Müdürü

Son zamanlarda far sürme becerilerimi geliştirdim. Bunun için randevuya hazırlanırken göz makyajı adımına biraz daha fazla zaman ayırmayı seviyorum. Belirgin bir göz makyajı yaptıktan sonra açık tonlu bir ruj seçiyorum. İşte bu kadar!

Başak Ulubilgen, Güzellik Editörü

Bu yıl ilhamımı Billie Eilish’ten alıyorum. Geçenlerde yayınladığı viral olan makyaj rutininde kahverengi tonlarında göz kenarlarına doğru hafifçe uzayan bir cat eye makyajı ve kolay kolay çıkmayacak bir dudak kombini yapmıştı. Minimal ama ışıltılı baz makyajıysa gözlerini daha da ortaya çıkarmıştı. Makyajın dayanıklılığını arttıran ipuçlarıyla dolu bu rutinin Sevgililer Günü randevusu için ideal olacağını düşünüyorum.

Esen Boyacıgiller, Konular Editörü

İlk buluşma hazırlıklarına buluşma gününden çok önce başlıyorum. Randevudan evvel karşımdakiyle biraz sohbet ediyorum ki en azından iyi vakit geçireceğimden emin olayım. Yoksa süslenip püslenmeye değmez. Hazırlanırken rahatlamak ve süreci keyifli kılmak için genellikle yarım kadeh şarap içiyorum. Yaklaşık bir saatte hazırlanıyorum. Kıyafet deneyerek, makyajımı aceleye getirmeden keyfime bakıyorum. Bu sene kırkıma basıyorum; farkına vardığım bir şey varsa o da makyajda “Az, çoktur” anlayışını benimsemenin en doğrusu olduğu. Artık aynı anda hem maskara hem eyeliner hem de ruj kullanmıyorum. Eğer belirgin bir göz makyajı yapıyorsam, dudaklarımın sade olmasını tercih ediyorum. Daha az makyaj yaptığımda daha genç görünüyorum. Genellikle maskara, kapatıcı, allık ve nude bir ruj (favorim Charlotte Tilbury’nin Pillow Talk rengi) seçiyorum. Kesinlikle kırmızı ruj sürmüyorum çünkü bu renk yüzünden geceyi tatlı bir öpücükle noktalayamayabilirim. İlk buluşmalara özel, âdeta bir üniformaya dönüştürdüğüm bir kombinim var. Yüksek bel siyah jean (favorim Agolde), siyah topuklu bot (bana kendimi daha seksi hissettiriyor) ve siyah üst. Hava sıcaksa kolsuz ya da ince askılı ipek bir üst en iyisi. Gerilip terlerim diye kışın bile boğazlı kazak gibi sıcak tutan şeyleri giymekten kaçınıyorum. Hem gidilecek mekânın ne kadar sıcak olacağı da belli olmaz. Sıcaklamaktansa üşümek daha iyi. Her seferinde beğeni toplayan renkli, havalı ve oldukça eski Stolen Girlfriend Club suni kürk montumu giymek bana özgüven verdiği için tercihimi bu monttan yana kullanıyorum. Saçlarımı hemen hemen her zaman açık ve dalgalı bırakıyorum. Küpelerim ve yüzüklerim olmazsa olmaz. Şimdilerde altın ve gümüşü karıştırmayı seviyorum. Parfümümü sıkıyorum; kendime baskının benim değil, karşımdakinin üzerinde olduğunu hatırlatıyorum ve hazırım.

Didem Tanrıdağlı, Proje Direktörü

Randevuya hazırlanırken öncelikle cilt bakımına odaklanırım ve cildimi güzelce nemlendiririm. Ten ve göz makyajında risk almak bana göre değil. Dolayısıyla çok sakin tonları tercih ediyorum. Dudaklarım için kırmızı rujdan asla vazgeçmem.