Parfüm
Niş Parfümler Gerçekten Niş mi?
Herkesin kullandığı niş parfümler aslında bir oksimoron yaratıyor olabilir mi?
Yazı Şevval Akyüz
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Fransızcadaki “niche” kelimesinin Türkçedeki karşılığı olan “niş” ifadesi, en yalın tanımıyla “belirli bir kitleye hitap etme” anlamında kullanılıyor. Genellikle pazarlama dünyasında karşımıza çıkan bu terim, son yıllarda parfümler aracılığıyla yeni bir anlam kazandırmış durumda. Peki niş parfüm tam olarak ne demek?
İçinde değerli ve nadir esanslar barındıran, her yerde karşılaşamayacağınız ve pek yaygınlaşmamış parfümlere niş parfüm deniyor. Moda devlerinin ana satış koleksiyonlarında yer almayan, notaları usta parfümörlerin yoğun emeğiyle geliştirilen bu kokular 2000’li yılların başından beri bir hayli popüler.
Maison Francis Kurkdjian, hakkında konuşmaya değer niş parfüm markalarının başında geliyor. Özellikle de kırmızı etiketli şeffaf bir şişesi bulunan Baccarat Rouge 540 isimli kokusu. Çevremde bu kokuyu kullanan en az 20 kişi var. Bu nedenle uzunca bir süredir kendime şu soruyu soruyorum: “Baccarat Rouge bu kadar niş bir parfümse neden böylesine popüler?” Üstelik çoğunluğa hitap eden bir koku da değil.
Konuya Baccarat Rouge’la giriş yaptım ama Parfums De Marly’nin Delina’sı, Byredo’nun Bal D’afrique’i, Memo’nun Marfası ve La Lebo’nun Santal 33’ü de bu kategoriye dahil. Mesela Santal 33 uzun süre cool olmakla özdeşleştirildi. Bu sayede satışları gittikçe arttı. Peki bu kadar çok insanın kullandığı, ana akımlaşan bir parfüm ne kadar niş olabilir? Bahsettiğim parfümlerin notalarından ve bu notaların oluşturduğu harmoniden hoşlansam da, bunların Chanel N°5 gibi ikonik bir yere sahip olmadıklarını, sadece çok popülerleştiklerini düşünüyorum. Hal böyle olunca da niş parfüm kavramı benim için bir oksimorona dönüşüyor.
Niş parfüm markalarının popülarite konusunda ivme kazanması 2010 ila 2020 yılları arasında gerçekleşti. LVMH’in Maison Francis Kurkdjian’ı, Estée Lauder’ın Le Labo ve Frédéric Malle’ı, Coty’nin ise Byredo’yu satın alması bu zaman aralığına denk geliyor.
Güzellik sektörünün özellikle niş parfüm alanındaki boşluğu fark etmesiyle birlikte koku kategorisi şaşırtıcı derecede hareketlendi. Hızlı moda ve tasarımcı markalarının neredeyse hepsi bir anda en niş olma yarışına girişti. Tom Ford, büyük kampanya bütçeleri ayırdığı ve ünlü yıldızları marka elçisi seçtiği koleksiyonlarının yanında, özel reçetelere sahip sessiz lüks stratejisiyle yeni bir niş parfüm kategorisi yaratırken, Armani Privé de hız kesmeden bu kategoride yerini sağlamlaştırıyor. Kısacası büyük markaların niş parfüm markalarını satın alması, rekabeti optimal değerlerde sabitlemeye çalışmalarıyla ilgili. Bu markalar hem niş hale gelip hem de genele hitap edebilirler mi gerçekten?
Peki, böyle bir ortamda nişten daha niş bir parfüm yaratılabilir mi?
Bana sorarsanız evet. Parfümlerin nota içerikleri daha özgün hale geldikçe ve markalar ürünlerini daha teknik bir detay olan yayılım konusunda geliştirdikçe bu mümkün. Yakın gelecekte parfüm sektörünün daha deneyimsel ve aynı zamanda da birden fazla ihtiyaca cevap veren bir noktaya evrileceğini düşünüyorum.
Parfüm dünyasındaki bu evrimin ipuçları The Nue Co. Functional Fragrance’ın içeriğindeki stres azaltıcı notalarda, Yasmin Sewell’in Vyrao’sunda olduğu gibi enerji yüklü kristallerde ya da Bella Hadid’in yeni kurduğu Orabella markasındaki aynı zamanda cilt bakımı yapan ürünlerde saklı.