Parfüm
Parfüm Dünyasını Değiştiren Kokular
Yeni nesil parfümler için yalnızca güzel kokmak yetmiyor. Hedeflerini güncelleyen endüstri, bize kendimizi iyi hissettirmenin peşinde.
Yazı Başak Ulubilgen
- PAYLAŞ
- LİNKİ KOPYALA
Eskiden parfümler bir kokuyu temsil ederdi ve onlardan tek beklentimiz de bununla sınırlıydı. Kokusunu beğenirseniz o şişeyi alırdınız. Bu basit görünümlü olfaktif alışveriş seçiminin arka planında, muhtemelen hoşunuza giden kokudan bilinçaltınıza ulaşan faktörler işliyordu. Günlük rutininizin parçası olmasını istediğiniz o parfüm belki size çocukluğunuza götüren spesifik bir notaya sahipti. Veya anneannenizin hamur işlerinin ya da huzurlu yaz günlerinin yeşil ve çimensi notalarına… Bir parfüme bizi çeken şeyin ne olduğunu tam olarak bilemesek de, bu çoğunlukla aşinalık hissiydi. Bu, kitlelerin benzer kokmasına yol açan “popüler parfüm” kavramını da açıklıyor. Ama bunu başka bir gün konuşuruz.
Güzellik dünyası ile birlikte, parfüm ve kokuların arkasındaki bilim de gelişiyor. Yeni nesil parfümler artık yalnızca güzel kokmakla kalmıyor, size kendinizi iyi hissettirmek de istiyor. Bu, bazı parfümler için güvenli ve temiz içerikler anlamına gelirken (ki bu kokular için nispeten yeni bir başlık), diğerleri ise duygusal iyi olma haline giden yolda koku duyusundan destek alıyor. Sizler için, kokularla olan ilişkinizi sonsuza dek değiştirme niyetine sahip yedi tane parfümü seçtim.
The Nue Co., parfüm dünyasında değişime yön veren markalar arasında. Dilimize “işlevsel koku” olarak çevrilen Functional Fragrance parfümü, aralarında yeşil kakule, süsen, palo santo ve kişnişin de bulunduğu enteresan notalarıyla stresi azaltmayı hedefliyor. Markaya göre, bilişsel işlev ve koku sistemleri birbiriyle bağlantılı olduğundan, duygu durumunu değiştirmenin en hızlı yollarından biri. The Nue Co., ünlü parfümevi Firmenich ve parfümör Frank Voelkl ile iş birliği yaparak, Functional Fragrance aracılığıyla bu konuda bir araştırma yürüttü. Araştırmanın odak noktası ise belirli koku gruplarına verilen nörolojik tepkilerin bir haritasını çizmek, yani en basit hâliyle, belirli kokuların insanları nasıl hissettirdiğini gözlemlemek. “Katılımcıların %93’ü Functional Fragrance’ın stresle baş etmede etkili bir destek unsuru olduğunu belirtti. %96’sı kullanır kullanmaz daha sakin, %89’u ise daha sakin ve az stresli hissettiğini söyledi.” Functional Fragrance vegan, hayvanlar üzerinde test edilmemiş, ftalat, paraben, hekzan ve toksik etki gösterebilecek içerikler içermiyor. Bu da beni, zamansız bir Hollywood ikonunun kurduğu bir başka temiz içerikli koku markasına doğru götürüyor.
Henry Rose, Michelle Pfeiffer’ın markasının ismi. Aktrisin bu dünyaya adım atışı, kullandığı ürünlerdeki içerik listeleriyle daha yakından ilgilenmesi ile başlıyor. Parfüm üretiminde kullanılan bazı bileşenlerin öyle zararlı olduğunu görüyor ki (örneğin benzil asetat, stiren ve büyük bir endüstriyel kimyasal ailesi olan ftalatlar), kullanmayı tamamen bırakıyor. Ardından, ortaya Henry Rose fikri çıkıyor: Şişelerindeki içeriklere dair katı bir şeffaflık politikası izleyecek, temiz bir parfüm markası. Pfeiffer, International Flavors & Fragrances, Inc. (IFF) adlı lüks parfüm evi ve Cradle to Cradle Products Innovation Institute ile kafa kafaya vererek Environmental Working Group’un (EWG) onayını almak için sıkı çalışmalar yapıyor. Bu da markanın kullanabileceği içerik paletini 3,000’den 300’e indirmesi anlamına geliyor. Fakat “az çoktur” anlayışı Henry Rose’un marka kimliğini oluşturuyor. Örneğin, en çok satanları arasındaki Jake’s House’da deniz notaları, portakal çiçeği, yasemin, ambroksan ve misk var. İçeriklere baktığınızda her birinin bilimsel ve gündelik ismi, işlevi ve türünün yer aldığı kapsamlı bir listeyi görebiliyorsunuz. EWG ve Cradle to Cradle Products Innovation Institute’un onayı da burada. Paraben, ftalat veya formaldehit kullanmayan Henry Rose parfümleri, aynı zamanda hipoalerjenik.
Gwyneth Paltrow ve iyi yaşam platformu-markası Goop’u da unutmamak gerek. Progresif ürünleri ile ünlenen Goop, kendi ürettiği veya sattığı her şeyin içeriğine fazlasıyla dikkat ediyor. Goop Edition 01: Church parfümlerinde kullanılan alkol, genetiği ile oynanmamış şeker pancarından tercih ediliyor. Paraben, petrol yağı, ftalat, SLS, SLES, PEG, TEA, DEA, silikon ve yapay renklendirici de yok. Parfümün odunsu ve sakinleştirici kompozisyonunda ise selvi dumanı, kırmızı ardıç, laden reçinesi, buhur, karanfil yaprağı yağı ve ölmez çiçeği var.
Mum koleksiyonunda Goop ile yaptığı iş birliğiyle ünlenen (This Smells Like My Vagina’yı hatırlayan var mı?) Heretic Parfum ise sentetik malzemelerden üretilen doğal kokular üretiyor. Parfüm markasının her biri doğal kaynaklardan elde edilen içerikleri yüksek maliyet ve erişim kısıtlaması sebebiyle koku endüstrisinde eşine az rastlanır bir durum. Dirty Coconut parfümü için sürdürülebilir hasattan elde edilen sandal ağacı ve şeker pancarı alkolü yerine denatüre Hindistan cevizi alkolü kullanılmış. Hayvanlar üzerinde deney yapmayan, vegan bir marka olduklarından ve misk yalnızca hayvansal bazlı bileşenlerden üretilebildiğinden, sentetik notalardan oluşan bir misk akordu da yaratmışlar. Heretic Parfum’un her bir kokusu spesifik bir işleve sahip ve Dirty Coconut “doğal bileşenlerinin sahip olduğu Ayurvedik şifa vasıtasıyla rahatlatmayı ve duyularınızı keskinleştirmeyi” amaçlıyor.
2010 yılında Buenos Aires’te kurulan Fueguia 1833, ilhamının büyük bir bölümünü Arjantin’den alıyor. Kurucusu Julian Bedel’in doğup büyüdüğü ülke olduğunu düşünürsek, kokularının yerel etkiler taşıması pek de şaşırtıcı değil. Örneğin Xocoatl, gurmand olarak bilinen koku ailesine ait bir parfüm. Xocoatl ismini Azteklerin tükettiği bir içecekten alıyor; soylular ve savaşçılar için hazırlanan bu son derece yoğun kıvamlı kakaolu içeceğin tadını zenginleştirmek için orkide ve vanilya kullanıyorlar. Bedel’in kompozisyonu da doğal olarak vanilya ile başlıyor, orta notalarda kakaoya geçiş yapıyor ve şaşırtıcı rom notasıyla bitiyor. Bütün gün çikolata hayalleri kurmak istemiyorsanız sıkmadan önce bir parça çikolata yemekte fayda var.
Vyrao bitki ve çiçek özleri terapilerinden yola çıkan bir parfüm markası. Moda dünyasından tanıdığımız Yasmin Sewell, kurucuları arasında. Markanın ilginç bir konsepti var; 50 mililitrelik şişelerinin her birine Herkimer elmas kristali ekliyor. Bu kristaller, markanın şifacısı Louise Mita tarafından enerjiyle yükleniyor. Herkimer elmaslarının kullanılmasının nedeni ise enerjiyi temizlemesi, artırması ve yükseltmesi. Vyrao’nun Free 00 parfümü özgürlük hissini ve duyuları tetiklemeyi amaçlıyor. Sicilya limon notaları morali, mandalina notası enerjinizi yükseltiyor ve portakal çiçeği ise anksiyeteden uzaklaşmayı destekliyor. Duyular ile olan bağı ise Mısır yasemini ve vanilyadan. Free 00, misk ve sandal ağacı notalarının sağladığı berraklık ve topraklanma etkisiyle sona eriyor.
Frama aslında mobilya, ev ve aydınlatma ürünleri tasarlayan multidisipliner bir marka. Bunlara ek olarak vücut ve saç bakımı ürünleri ile koku da üretiyorlar. Beratan Perfume Oil, diğer alkol bazlı kokulara kıyasla ciltte çok daha yumuşak bir his bırakıyor. Parfümün ana içeriği olan jojoba yağı, aynı zamanda nemlendirici işlevine de sahip. Sıradan bir parfümden daha yoğun olduğundan küçük şişesinde nabız noktalarına (bileklere, boyuna ve kulak arkalarına) uygulamak için rulo bir aparat da bulunuyor. Bali Adası’ndan ilham alan bu özel yağda, portakal, karanfil, tarçın ve sandal ağacı anahtar notaları var. Bileklerinize hafifçe uyguladıktan sonra, sağanak yağmurun ardından etrafı dolduran o tropik, odunsu ve baharatlı kokuyu hissedebilirsiniz.